Çikolata Severler İçin : Çikolatanın Tarihi
Gündelik hayatımızda sıklıkla tükettiğimiz çikolatalar eminim ki herkes tarafından sevilir. Özel günlerin, bayramların, davetlerin de aranılan yüzüdür çikolatalar. İkram edildiğinde geri çeviremeyiz, hatta bazen krizlerine bile gireriz. Peki bu mükemmel lezzetteki çikolatanın tarihi nereden geliyor? Nasıl bulundu ve nasıl dünyamıza bu kadar fazla dahil olabildi? Bugün bu sorulara yanıt vermeye çalışacağız.
Kendi başına tüketildiğinde ayrı güzel; tatlıların, kurabiyelerin, pastaların içinde ayrı güzel olan, içine koyulduğunda her yiyeceği ve içeceği güzelleştiren bir yiyecektir çikolata. Tropik kakao ağaçlarının çekirdeklerinden yani tohumlarından elde edilen bir yiyecektir. İçerisine fındık, fıstık ve süt de katılabilir. Günümüzde farklı malzemelerden oluşan bir sürü çeşidi bulunmaktadır.
M.S. 600 yılından kalan Meksika’da keşfedilen bazı duvar resimleri, resimli çömlekler ve eserlerden Maya halkının çikolata içtikleri tespit edilmiştir. Onlar çikolatayı pul biber, bal veya suyla karıştırarak içerlermiş. Kakaonun büyüsüne kendilerini fazla kaptıran Mayalılar bir kakao tanrısı olduğuna inanıp ona taparlarmış. Mayalarda çikolata halk tarafından sıklıkla tüketilirken, Azteklerde ise yalnızca üst sınıf insanlar,yöneticiler, rahipler ve rütbeli askerler tarafından tüketilirmiş. Kakaonun mistik güçleri olduğuna inanılırmış ve Azteklerde altından bile değerli görülmeye başlanmış ki adeta para yerine geçmeye başlamıştır. O zaman bu insanlar çikolatanın onlara enerji verdiğini, çikolatanın mistik bir gücü olduğuna inanmışlardır. Bir rivayete göre; Aztek hükümdarı Montezuma II enerji versin diye altın bir kadehten her gün 50 bardak çikolata içermiş, birazını da ordusuna ayırırmış.
Çikolatanın Dünyaya Yayılması
Hernan Cortes adındaki İspanyol kaşif çikolatanın dünyada adını duyurmasına önayak olmuştur. Ondan önce Kristof Kolomb’un çikolatayı keşfettiği söylenmekte fakat o çikolatayı ne tadabilmiş ne de vatanına getirebilmiştir. Cortes’in çikolata ile tanışması Aztekler ile olmuştur. Cortes çikolatayı Avrupa’ya taşıdıktan sonra ilk olarak İspanyollar bu yiyeceğe şeker katarak tüketmeye başlamışlardır. Bu üstün lezzet İspanyollar tarafından tüm dünyadan sır gibi saklanmıştır. İspanya Kralı III. Philip’in kızı Prenses Anne ile Fransa Kralı XIII. evlendikten sonra prenses Fransa’ya çikolata götürmüş ve bu sayede çikolata yavaş yavaş Avrupa’da gündeme gelmeye başlamıştır. Bir zaman sonra da zengin kesim için Amsterdam, Londra ve diğer Avrupa şehirlerinde çikolata dükkanları açılmıştır.
Avrupa’da popülerleşmesinden sonra 20. yy. a kadar lüks ve herkesin erişemediği bir besin olan çikolata, Hollandalı kimyager Coenraad Johannes van Houten’ın 1828 yılında icat ettiği kakao makinasıyla beraber herkesin ulaşabildiği bir besin haline gelmiştir. Sebebi ise bu makine kakaonun yağını kavrulmuş kakao tohumlarından ayırarak geri kalan çikolatayı kuru bir toza dönüştürüyormuş. Bu kuru toz; sıvı ve başka şeyler ile karıştırılıyor, katılaştırılıyor, kalıp haline getiriliyormuş. Böylece çikolata kolay yenebilen bir hale gelmiş. Çikolatanın üretiminin maliyeti de böylece düşerek herkesin erişebileceği bir konuma gelmiştir.
Bir İngiliz şirketi olan J.S. Fry & Sons 1847 senesinde şeker, çikolata likörü ve kakao yağından yapılan bir macunla ilk defa çikolata barları üretmiştir.
Ünlü çikolata markası Cadbury’s, sevgililer günü çikolata kutuları ve çikolatalı Paskalya yumurtası gibi ürünlerle öne çıkmıştır. Cadbury’s aynı zamanda 1854’te Kraliçe Victoria’nın çikolata tedarikçisi olmuştur.
Çikolatanın tarihine önemli bir yön veren bir gelişme de 1875 yılında Daniel Peter adındaki İsviçreli bir iş adamının çikolataya süt tozu ilave etmesidir. Daha sonra Peter, Alman olan ortağı Henri Nestle ile birlikte hepimizin bildiği Nestle Company’i kurmuştur.
Daha sonra ise 1879’da Radolphe Lindt adındaki bir çikolata ustası kakao yağını homojen bir biçimde kakao tozuyla karıştıran konç makinesini icat etmiştir. Büyük taş merdaneler kullanarak kadife dokulu olan daha enfes çikolatalar üretmiştir.
O zamanlarda kurulan bazı büyük çikolata fabrikaları günümüzde hala üretim yapmaktadır.
Çikolatanın Ülkemizdeki Tarihi
Bu harika lezzetin Osmanlı’ya gelişi 1600’lerin sonlarıdır. Gemelli Careeri isimli İtalyan bir gezginin çikolatayı Anadolu topraklarına getirdiği söylenmektedir. 1693 yılında Gemelli, İzmir’de arkadaşlarına sıcak çikolata ikram ediyor ve bu Anadolu topraklarındaki ilk çikolata deneyimi olarak biliniyor. Sıcak çikolatayı içince başı dönen bir arkadaşı, onu içki vererek kendisini sarhoş ettiğini, aklını başından aldığını söyleyerek suçluyor. Tarihçilerin söylediğine göre, imparatorluğun son zamanlarına dek Osmanlı halkının çoğu çikolata diye bir şey bilmiyormuş. Son zamanlarda bilindiği kadarıyla lüks oteller ve kafelerde sıcak çikolata servisleri yapılmaktaymış.
Tarihte Osmanlı’nın çikolata tükettiğinin göstergesi olan bir bilgi de 1857’de basılan Constantinople gazetesinde bulunan ihtiyaç listesinden geliyor. Bu listede çikolata da yer alıyormuş. Bu da demek oluyor ki günümüzde sıklıkla tüketilen bu harika yiyecek, Osmanlı zamanından beri bizimle beraber!
1909 yılında Nestle şubesi Türkiye’ye açılmış. 1927 yılında ise İstanbul Feriköy’de bulunan bira fabrikasını çikolata fabrikası yaparak üretim yapmaya başlamış. 1929 yılında Cailler ve Peter & Kohler, Nestle ile birleşmiş.
Çikolata Tarihinden İlginç Bilgiler
-
Çikolatanın bilimsel adı “theobrama cacao” anlamı ise “Tanrıların Yemeği.
-
Azteklerde acı su anlamına gelen “xocolatl” kelimesi İspanyolca’da “chocolate” olmuştur.
-
Çikolata 1847’ye kadar içecek olarak tüketilmiştir.
-
Rotasından sapan kakao taşıyan İspanyol gemisini Britanya’da ele geçiren ve çikolatayla henüz tanışmamış olan İngilizler, gemi kıyıya geldiğinde kakaoyu koyun pisliği sanarak gemiyi ateşe vermişlerdir.
-
Çikolata yüzünden 17. yy da iki Katolik tarikat çikolatanın yiyecek mi yoksa içecek mi olduğuna dair tartışmışlardır. 42 sene süren bu tartışmaya Papa VII Alexander içecek olduğunu söyleyerek noktayı koymuştur. Tartışmanın çıkma sebebi ise içecek olduğu zaman oruç tutarken tüketebilecekler, yiyecek ise tüketemeyecek olmalarıydı.
-
1816 yılında Antoine Brutus Menier, Paris’te çikolatalı ilaçlar üretmiştir ve Journal de Constantinople gazetesinde, İstanbul Ottoni Eczanesi’nde bu ilaçların satıldığı yazmaktadır.
-
1908 yılında Nestle, padişahın çikolata tedarikçisi olarak sarayın çikolatacısı unvanına sahip olmuştur.
-
1930’larda İngiltere’de bir evin kirası 10 şilin iken, bir kutu çikolatanın fiyatı 100 şilin’miş.
-
Beyaz çikolata, İsveçli doktorların hasta çocuklara vitamin takviyesi yapmak istemesi üzerine, süte kakao yağı eklenmesiyle beraber tesadüfen ortaya çıkmıştır.
-
Dünya Savaşı’nda cephedeki askerlerin erzaklarında çikolata bulunuyordu. Savaş döneminde fabrikalar üretimi durdurup, çikolata satışları da durunca Avrupalı insanlar evlerinde KitKat çikolata yapmaya başlamışlardır.
Çikolatanın tarihi ve kökeni hakkında ayrıntılı bir bilgiye sahip olduk. Yararlarından da bahsetmesek olmaz. İşte doktorlar tarafından da önerilen bitter çikolatanın vücudumuz için olan faydaları;
-
Kalp hastalıklarının önüne geçebilir ve felç riskini aza indirger
-
Hafıza kaybını önler
-
Mod yükseltir, mutluluk hormonu salgılar
-
Kan şeker düzeylerini iyileştirir
-
Diyabet hastalığına yakalanma riskini azaltır
-
Bağırsaklar için faydalı, kilo vermeye yardımcı olur
-
Cilde iyi gelir
-
Kolesterole iyi gelir
-
Tabii her şeyde olduğu gibi çikolatayı da dozunda tüketme fayda var!